Küçükbaş hayvancılık, koyun, keçi veya kürk hayvancılığı kapsamında yapılan hayvancılık faaliyetlerinin genel ismidir. Söz konusu bu hayvancılık sektörü daha az zahmetli olması ve yüksek gelir getirmesi ile bilinir. Buna ek olarak küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ülkemizde çok eski zamanlara dayanan bir alandır. Türkiye’nin neredeyse her köşesinde küçükbaş hayvancılık sayesinde ülke ekonomisine büyük katkı sağlanmakla birlikte daimî bir kazanç elde edilir. Bu nedenle küçükbaş hayvan çiftliği kurulumu, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği maliyeti gibi konular her daim merak konusu olmuştur.
Genel anlamda koyunculuk ve keçicilik olarak bilinen küçükbaş hayvancılığın girişimcilerin ilgi odağı olmasının temel nedeni, ülkemizin bu sektör için uygun koşullar barındırmasıdır. Aynı zamanda koyun, keçi gibi hayvanlar insanların et, süt gibi en önemli ihtiyaçlarını da karşılamaktadır. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği fazla sermaye talep etmeyen bir sektördür. Buna ek olarak devlet tarafından da bu hayvancılık faaliyetine destek sağlanmaktadır. Bu sayede gereken şartların doğru bir şekilde uygulanması halinde başarılı bir küçükbaş hayvancılık projesi gerçekleştirilebilir.
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, hayvan çiftliğinin kurulumu, hayvanların beslenmesi, bakımı, hastalıklara karşı korunması gibi süreçleri kapsar. Aynı zamanda bu alanda yüksek gelir elde etmek için ilk başta sağlıklı ve bir o kadar da verimli küçükbaş hayvan ırkı temin etmek gerekir. Tüm bunları doğru ve eksiksiz bir şekilde tamamlamak, girişimcileri başarıya götüren temel faktörlerdir. Bu nedenle A’dan Z’ye küçükbaş hayvancılık ile ilgili tüm püf noktaları detaylı bir şekilde öğrenmek gerekir.
Not: Küçükbaş hayvan çiftliği sizin için ideal değilse En Karlı Hayvancılık Fikirleri başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği
Çok eski yıllara dayanan bir hayvancılık faaliyeti olan küçükbaş hayvancılık, maliyeti az olan ve yüksek gelir getiren iş kollarından birisidir. Binlerce yıldır insanların geçimini sağlamasına yardımcı olan bu sektör, günümüzde eskisi kadar yaygın değildir. Ancak son yıllarda küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alanında yaşanan gerileme, bu alana olan talebin artmasına neden olmuş ve piyasada büyük açık, girişimcilere daha kolay bir rekabet ortamı hazırlamıştır. Küçükbaş hayvancılık her ne kadar atalarımızdan bizlere kalan geleneksel bir hayvancılık alanı olarak bilinse de bu alanda yüksek gelir elde etmenin temeli, doğru ve eksiksiz uygulamadan geçer.
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği meraya dayalı bir hayvancılık koludur. Bu bağlamda meraların zengin bitki çeşitliliğine sahip olması ve hayvanların rahat bir şekilde dolaşması için kayalıkların az olduğu düz veya eğimli bir alanın tercih edilmesi gerekir. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin bir diğer aşaması ise ağıl, yani koyun ve keçiler için barınak kurulumudur. Barınakların kurulumu sırasında havalandırma ve hayvan başına alan hesabına dikkat edilmeli ve rutubetli alanlarda barınak yapılmamalıdır.
Küçükbaş hayvan çiftliğinin gereken kurallar kapsamında kurulumu sonrasında sıra, verimli ırk seçimine gelir. Her ırk çeşitli özellikleri ile birbirinden farklılık gösterir. Bazı ırklar etine, bazıları sütüne bazıları ise döl veya yapağı verimine göre seçilir. Ancak koyun ve keçilerde genellikle et ve süt verimi dikkate alınır. Koyun ırkı seçilimi sırasında çevre şartları, gider ve talep durumu, yetiştirilecek hayvanın bu süreç boyunca maliyeti, ırkın beklentileri karşılama durumu gibi hususlar göz önünde bulundurmalıdır.
Tüm bunlara ek olarak küçükbaş hayvan yetiştiriciliği kapsamında dikkat edilmesi gereken detaylardan biri de yetiştirme ve beslenme şeklidir. Saf yetiştirme ve melezleme iki ana yetiştirime metodu olarak bilinir. Beslenme ise çiftlik yetiştiriciliği ve mera yetiştiriciliğine göre değişiklik gösterir. Çiftlik yetiştiriciliğinde kaba yem ve yem hammaddeleri beslenmenin temelini oluşturur. Hayvanlar nadas alanlarda otlatılır. Mera yetiştiriciliğinde ise beslenmenin temeli meraya dayanır. Bu yöntem en sağlıklı ve verimli yöntem olarak bilinir.
Not: Keçi ya da koyun yetiştiriciliği yaparak kar etmek istiyorsanız, öncelikle maliyetleri kontrol etmeniz gerekmektedir. Zira yem ve enerji maliyetleri, çiftçiler için zorlayıcı olabilmektedir.
Küçükbaş Hayvan Çiftliği Kurulumu
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yukarıda da belirttiğimiz gibi meraya dayalıdır. Ancak yetiştirilme şekline göre zaman zaman mera, küçükbaş hayvancılıkta gerekmez. Örneğin, çiftlik koyunculukta hayvanlar anız ve nadas alanlarda beslenirler. Koyun besiciliğinde ise besiciler genellikle hayvan yemini kendi imkanları ile temin ederler. Buna rağmen, yetiştirilme sistemlerinde barınak kurulumu hemen hemen aynıdır. Yazımızda mera temelli küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinden bahsedeceğiz.
Öncelikle koyunlardan başlayacak olursak koyun yetiştiriciliği için ağılların planlanması gerekir. Ağıl planlanmasında hayvan biyolojisi dikkate alınmalıdır. Koyunlar kalın yün tabakasına sahip oldukları için soğuğa karşı dirençlidirler. Bu da büyük avantaj sağlamaktadır. Barınak kurulumunda tek önemli şart, rutubetli alanlardan uzak durmaktır. Küçükbaş hayvan çiftliği kurulumu için su ve elektrik temininin iyi derecede olduğu, meraya yakın, bitki örtüsü zengin, yol ve topoğrafik konumu uygun alan seçilmelidir.
Keçi yetiştiriciliğinde de koyunlarda olduğu gibi barınak alanları rutubetli yerlerde kurulmamalıdır. Keçiler genellikle orman otaklarında beslenirler. Bu nedenle mera alanının kayalık olması sorun teşkil etmez. Keçi barınaklarının ölçüsü, koyun barınakları ile neredeyse aynıdır. Ancak bazı küçük detaylar da gözden kaçmamalıdır. Örneğin, keçilerin doğum yaptığı bölümlerde barınağın tavan yüksekliği 3 metreden fazla olmamalıdır. Tekeler için seçilen zemin alanı ise ortalama 4 m2 olmalıdır.
Genel anlamda küçükbaş hayvan çiftliği kurulumu sırasında hayvan altlıkları pire, kene gibi parazitlere karşı elverişli olmalı ve kolayca temizlenebilmelidir. Aynı zamanda, ağıl duvarlarının düzenli olarak her sene badana edilmesi gerekir. Ağıl kapıları hayvanların ölçülerine göre ortalama 3 metre yüksekliğe ve yine 3 metre genişliğe sahip olmalıdır. Ağıl içerisinde kötü hava hastalıkların yayılmasına getirir. Bu nedenle yeterli büyüklükte pencere sistemi kurulmalı ve havalandırma bacaları yapılmalıdır.
Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği Maliyeti
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmak isteyenlerin başlamadan önce bilmesi gerekenlerin başında bu hayvancılık faaliyetine harcanan bütçe gelmektedir. Öncelikle unutmamak gerekir ki, küçükbaş hayvancılık yaparak belirli gelir elde etmek için zaman, sabır ve doğru bir şekilde yetiştirilme süreci gerekir. Aksi halde, koyulan sermayeden istenen kazanç elde edilemez. Küçükbaş hayvancılık her ne kadar kolay bir iş dalı olarak görülse de profesyonel bir işletme için doğru yöntemler uygulanmalıdır.
Küçükbaş hayvancılık yapmak isteyenlerin bilmesi gereken başlıca husus, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği maliyeti olarak karşımıza çıkar. Kesin bir bütçe hesaplaması yapmak mümkün olmasa da ortalama bir tahmin yürütmek mümkündür. Ağıl kurulumu, gerekli ekipmanların alımı ve buna ek olarak yem alımı gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda maliyet, 100 koyun için ortalama 500 bin TL civarında tahmin ediliyor. Ancak girişimciler, yetiştiricilik için gereken ortamın kurulması sırasında masrafların ilk başta belirlenen bütçeyi aşabileceğini göz önünde bulundurmalı ve bütçe planlamasını buna göre yapmalıdırlar.
Küçükbaş Hayvancılık Devlet Desteği ve Hibeleri
2020 yılından başlayarak birçok devlet kurumları tarafından hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alanında destekler verilmektedir. Bunun için ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından belirlenen başvuru şartları yerine getirilmeli ve yine belirlenen süre zarfında gerekli belgeler sunulmalıdır. Küçükbaş hayvancılık devlet desteği KOSGEB, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıfbank, Deniz Bank ve TEB tarafından verilmektedir.
Tüm bunlara ek olarak KOSGEB yönetmeliğinde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği hibe yardımları yapılır. Hayvancılık faaliyeti yapmak isteyenlere süt sağma makinaları, barınak yapım desteği ve diğer ekipman yardımları sağlanır. Bu bağlamda girişimcilere 50 bin TL ile 100 bin TL arası hibe desteği verilir. Ancak küçükbaş hayvan alımı, bu yardımlara dahil değildir. KOSGEB tarafından hibe, faizsiz kredi ile verilmektedir.
Küçükbaş Hayvan Hastalıkları
Diğer hayvancılık faaliyetlerinde olduğu gibi küçükbaş hayvan yetiştiriciliği sırasında da hayvanların zaman zaman belirli etkenlerden dolayı hastalıklar kapması olası bir durumdur. Koyun ve keçilerde görülen hastalıklar, hayvanların verimini düşürür ve hatta insanlara bulaşırlar. Özellikle küçükbaş hayvanların aynı yaşam alanını paylaşması nedeniyle hastalığın diğer hayvanlara bulaşma hızı da yüksektir. Bu nedenle küçükbaş hayvan hastalıkları hiçbir zaman küçümsenmemeli ve kısa sürede gereken yöntemler uygulanmalıdır.
Küçükbaş hayvanlarda görülen hastalıklar arasında en yaygını çiçek ve şarbon veba olarak bilinir. Çiçek hastalığı yüksek ateş ve hayvanın kılsız bölgelerinde görülen kabarcıklar ile kendini belli eder. Hayvanın yaralı kısımlarından düşen parçalar veya öksürük sonucu saçılmış mikroplar hastalığın yayılmasına neden olur. Diğer sağlam hayvanlar hasta hayvana yakın temas gösterirse kısa sürede çiçek hastalığına yakalanırlar. Çiçek hastalığının tedavisi bulunmamaktadır. Bu nedenle hasta hayvan mutlaka tecrit edilmelidir.
Bir diğer yüksek ölüme neden olan hastalık da koyun ve keçi vebasıdır. Veba, küçükbaş hayvan hastalıkları arasında en öldürücü ve yaygın hastalık olarak bilinmektedir. Hastalık, gözyaşı, öksürük, burun akıntısı ve veya dışkı ile bulaşır. Genellikle sürüye yeni hasta hayvanın katılması ile görülür. Buna ek olarak veba hastalığına yakalanmış koyun ve keçiler iştahsız olurlar, sık sık ağızlarından salya akar, yüksek ateşe sahiptirler. Çiçek hastalığı gibi bu hastalığın da tedavisi bulunmaz. Tek yöntem, sağlam ve hasta hayvanların ayrılmasıdır.
En Karlı Küçükbaş Hayvan Irkları
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmak isteyenlerin bilmesi gereken başlıca husus, verimli küçükbaş hayvan ırklarıdır. En karlı küçükbaş hayvan ırkları et ve süt verimine göre farklılık gösterirler. Başarılı bir küçükbaş hayvancılık faaliyeti için ırkların iyi bir şekilde bilinmesi gerekir. Hayvan ırkı seçimi genellikle girişimcinin amacına göre değişir. Bu doğrultuda hayvan seçimi ve maliyet hesaplamaları yapılmalıdır.
Koyun yetiştiriciliğinde Sakız, Sardinya ve İvesi gibi ırklar, süt verimleri ile bilinirler. Ancak bunun aksine, Hampshire, Kıvırcık ve Karakaya ırkları eti için yetiştirilen koyunlardır. En karlı küçükbaş hayvan ırkları seçilmeden önce küçükbaş hayvancılığın amacı belirlenmelidir. Ardından buna uygun arazi seçimi yapılmalı ve elverişli mera ve otlaklar tercih edilmelidir. İlaveten çiftlik kurulumu yapılacak bölgenin iklim şartları da dikkate alınmalıdır.
Keçi ırklarından bahsedecek olursak öncelikle Kıl keçisine değinmek gerekir. Kıl keçisi, Türkiye’nin her bölgesinde beslenebilir. Aynı zamanda soğuğa ve sıcağa karşı oldukça dayanıklıdır. Hem eti hem de sütü açısından karlı bir ırktır. Bir diğer verimli ırk ise Tiftik keçisi olarak bilinmektedir. Anadolu topraklarına uzun yıllardan bu yana adapte olmuş bu ırk, halk arasında Ankara keçisi olarak tanınır. Genellikle tekstil alanında kullanılır.
Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliği Kazancı ve Getirisi
Küçükbaş hayvanlardan elde edilen süt, et, deri ve peynir gibi besinler her zaman büyük talep gören gıda grubuna dahildir. Ülkemizde sadece yıllık et tüketiminin ortalama 1 milyon ton olduğu düşünüldüğünde bunun 200.000 bin tonu kırmızı etin payına düşer. Bu da koyun ve keçi etinde görülen açığa işaret eder. Bu nedenle, özellikle son yıllarda küçükbaş hayvan yetiştiriciliği kazanç getiren bir sektör haline gelmiştir.
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği kazancı ve getirisi bazı faktörlere göre değişmektedir. Bunların başında hayvancılık faaliyetinin yapılma amacı gelir. Koyun ve keçi sütü, eti ve derisine göre farklı kategoriler altında beslenmektedir. Bu nedenle öncelikle yetiştiricilik amacını belirlemek ve bu alanda olası kar oranını hesaplamak gerekir. Ancak genel anlamda bakacak olursak özellikle son yıllarda teknolojinin gelişimi sayesinde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği de daha pratik ve karlı bir alana dönüşmüştür. Yetiştiricilik süreci boyunca hayvanın yemi, suyu, mera alanının zenginliği, barınakların doğru koşulları barındırması gibi hususlara dikkat edilirse bu alanda kısa bir sürede kar etmek ve yüksek gelir elde etmek mümkündür.
Kaynak: http://www.sheep101.info/201/breedingsystems.html